SELÇUK ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ BORÇLAR HUKUKU
GENEL HÜKÜMLER (İ.Ö) DERSİ PRATİK ÇALIŞMA METİNLERİ
23 NİSAN 2014
OLAY I: SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME
Mehmet,
Karaca köyünde koruculuk yapmıştır. Mehmet, kendisinin işvereni konumunda
bulunan davalı köy tüzel kişiliğinin sigorta primlerini ödemediğini sonradan
öğrenmiştir. Bunun üzerine Mehmet, hizmet tespiti davası açarak eksik
bildirilen günlerin ödenmesi kaydıyla emekliliğe hak kazandığını, oğlu Selimin kendisinin
bilgisi dışında 07.10.2005 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumuna köy tüzel
kişiliğinin ödemesi gereken 3.850,00 TL prim borcunu ödediğini, bu durumu 2010
yılında öğrendiğini ve bu parayı oğluna ödemek durumunda kaldığını böylece köy
tüzel kişiliğinin ödemesi gereken primi yatırmayarak sebepsiz zenginleştiğini
iddia ederek; 3.850,00 TL'nin 07.10.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal
faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Köy tüzel
kişiliği temsilcisi olarak muhtar, davaya konu ödemenin yapıldığı dönemde
kendisinin muhtar olmadığını, o dönem muhtar olan kişinin kendisine söz konusu
paranın davacıya ödendiğini ancak ödemenin köy karar defterine yazılmadığını
söylediğini savunmuştur.
SORU:
a) Olayda sebepsiz zenginleşmenin şartları gerçekleşmiş midir? b) Gerçekleşmişse aleyhine zenginleşen kişi
kimdir? c) Davacının temerrüt faizi istemesi mümkün müdür? (TBK. m. 117/2).
OLAY II: KUSURSUZ SORUMLULUK ÖRNEĞİ
OLARAK NOTERLERİN SORUMLULUĞU
Mükremin,
Manisa 3. Noterliği tarafından tanzim edilen 20/01/2006 tarih ve 641 yevmiye
numaralı araç satım sözleşmesi ile 07 …plakalı vasıtayı 3. kişiden satın
aldığını, bilahare satışa konu aracın çalıntı olduğunun ortaya çıktığını, aracı
Dazkırı Emniyetine teslim ettiğini, böylece satışın yapıldığı tarihte Manisa 3.
Noteri olan davalının gözetim ve denetim yükümlülüğünü yerine getirmediğinden
zarara uğradığını, noterlerin, Noterlik Kanunu’nun 162. maddesi uyarınca
kusursuz olarak da sorumlu bulunduklarını ileri sürerek, 20.500 TL satım
bedeli, 448.49 TL noterlik masrafı ve 5.000 TL munzam zarar ve manevi tazminat
olmak üzere toplam 25.948,49 TL’nin satış tarihi olan 20/01/2006 tarihinden
itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ilgili noterden tahsiline karar
verilmesini talep ve dava etmiştir.
Noter, bu tür
davalara bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu, haksız fiile dayalı
davada zamanaşımı süresinin dolduğunu, Karayolları Trafik Kanunu ve
Yönetmeliğinde belirtilen belgeler incelendikten sonra satış ve diğer
işlemlerin gerçekleştirildiğini, ceza soruşturmasında kendisi hakkında
kovuşturma izni verilmediğini, noterlerin, Noterlik Kanunu’nun 162. maddesinde
düzenlenen kusursuz sorumluluğunun noter adına yapılan işlemleri kapsamadığını,
kusurlu ve kusursuz sorumluluk hallerinin oluşmadığını belirterek davanın
reddini istemiştir.
SORU: a)
Noterlerin NK. M. 162 uyarınca sorumlu olması bağlamında somut olayı
değerlendiriniz. b) Somut olayda; dosya
arasındaki bilgi ve belgelerden, Adli Tıp Kurumu Adli Belge İnceleme Şube
Müdürlüğünün raporunda, sahte oldukları anlaşılan belgelerin sahtecilik işlemlerinin
ilk bakışta dikkati çekmeyebileceği ancak, ilgililerince yapılacak kontrollerde
anlaşılabilir nitelikte olduğunun belirtilmiş olması; Jandarma Kriminal
raporunda ise, fenni muayene ilişik kesme belgesinde bulunması gereken şasi no
ve silindir hacmi hanelerinin doldurulmadığı, motorlu araç trafik tescil
belgesinde hologram ve soğuk mühür izinin orijinalinden farklılıklar
gösterdiğinin belirtilmiş olması durumunda Noterin sorumluluğu hakkında ne
söylerdiniz?
OLAY
III: ADAM ÇALIŞTIRANIN SORUMLULUĞU (TBK. m. 66)
Umut, 12.10.2009
tarihinde Gaye Tekstil'e arkadaşının borcunu ödemek için gittiğinde mağaza
sorumlusu Yavuz'un sert tepkisiyle karşılaşır. Yavuz, Umut’un arkasından
gelerek dışarıda bir yumruk atar ve burun kırığına sebep olur. Umut, bu olay
sebebiyle üzüntü yaşadığını ileri sürerek 500,00 TL tedavi; 500,00 TL
işgöremezlik ve 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini dava açarak istemiş, dava
devam ederken maddi tazminat istemi ıslah edilerek 10.000 TL'ye
yükseltilmiştir.
Yavuz,
iddiaların haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
SORU: Olayda
adam çalıştıranın sorumluluğu var mıdır?
OLAY IV: ADAM ÇALIŞTIRANIN SORUMLULUĞU
Merkür
Belediyesi tarafından 04.09.2006 tarihinde Sanayi Caddesi Bosna Polis Karakolu
üzerinde yapılan kaldırım çalışmaları sırasında, çalışmayı üstlenen davalı
Bayındır İnşaat tarafından Leopar şirketine ait kablo TV kablolarına zarar verilmiştir.
Leopar isimli şirket tarafından, Bayındır İnşaatın Merkür Belediyesinin
müteahhidi durumunda olduğu ve bu firma üzerinde belediyenin talimat ve denetim
yetkisi bulunduğu, meydana gelen hasar nedeniyle Leopar şirketinin 20.000 TL
zarara uğradığı iddialarıyla zararın giderilmesi için Belediye ve Bayındır
İnşaat aleyhine 20.000 TL asıl alacak ve 3600 TL işlemiş avans faizi olmak
üzere toplam 23600 TL alacağın tahsili için icra takibi yapılmıştır. Belediye
ve Bayındır İnşaat yetkilileri borçlu olmadıklarını bildirerek asıl borca ve
faize itiraz etmişlerdir. Leopar şirketi itirazların haksız ve hukuki
dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davalıların Antalya İcra Müdürlüğünün
ilgili dosyasındaki itirazlarının iptaline ve takibin devamına, esas alacak
miktarının %40'ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan
tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SORU: TBK. m.
66 açısından olayı değerlendiriniz.
OLAY V: AİLE BAŞKANININ SORUMLULUĞU
Davacılar
vekili dava dilekçesinde, davacıların çocuğu H. F.'ın lise öğrencisi olduğunu,
basket maçı oynarken davalıların çocuğu E.'in dirsekle H.F.'ın gözüne
vurduğunu, gözünden yaralandığını, çeşitli hastanelerde tedavi gördüğünü
belirterek. 6.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini
istemiştir.
Davalılar
(E.'in anne ve babası) vekili cevabında, spor yaparken bu tip kazaların normal
olduğunu, suç işleme kastı ve kusurunun olmadığını beyan etmiştir. Mahkemece,
6.000 TL maddi tazminat ile 3.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline
karar verilmiş, hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir.
SORU: Mahkeme
kararını doğru buluyor musunuz?
OLAY VI: BAĞIMSIZLIK İLKESİ
Davacı,
davalının elektrik abonesi olduğunu, davalı tarafından haksız olarak toplam
46.084,40 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini öne sürerek, davalıya
borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı,
davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,
dosya kapsamına göre, davacı şirket temsilcisinin dava konusu tutanağa ilişkin
olarak ceza mahkemesinde açılan davada beraat ettiği gerekçesiyle davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Ek Bilgi: Somut
olayda; davalı görevlileri tarafından düzenlenen tutanaklara dayanılarak
hazırlanan sayaç muayene raporunda, sayacın kulak mühürleri ve numaratörü ile
oynandığı tespit edilmiştir. Mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan
elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, tutanak öncesi
günlük ortalama tüketim miktarı ile tutanak sonrası günlük ortalama tüketim
miktarları kıyaslandığında, tutanak sonrası davacı tüketiminde ciddi oranda
artış olduğu belirlenmiş ve davacının sayaca müdahale ederek kaçak elektrik
kullandığı vurgulanarak kaçak elektrik bedeli hesaplanmıştır. Davacı şirket
temsilcisi aleyhine Eyüp 1. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan 2005/941 E,
2006/1334 K. sayılı ceza davasında, tüketim ekstreleri incelenerek verilen bilirkişi
raporu mahkemece esas alınarak beraat kararı vermiştir.
OLAY VII: YARGITAY KARARI
Davacı
vekili, davacıların desteği C.'ın davalıların işleteni, sürücücü ve trafik
sigortacısı olduğu aracın yaya olarak yolu karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı
sırada desteğe çarpması sonucu vefat ettiğini belirterek, fazlaya dair
haklarını saklı tutarak Y. için 3.000,00.-TL, İ. için 4.000,00.-TL destek, her
biri için ayrı ayrı 25.000,00.-TL manevi tazminatın sigorta şirketinin sigorta
limitiyle maddi tazminattan sorumlu tutularak olay tarihinden işleyecek yasal
faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı
Generali Sigorta A.Ş. vekili, kusurun vefat edende olduğunu belirterek davanın
reddini savunmuştur.
Davalı L. D.,
kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı E.
S.'ya usulüne uygun davetiye tebliğine karşın davaya cevap vermemiş ve
duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece,
iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;
kazanın oluşumunda vefat eden C.'ın %100 kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın
reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik
kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
BK'nın 53
üncü maddesine (6098 sayılı TBK m. 74) ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre,
hukuk hakimi, ceza hakiminin belirlediği kusur oranı ve delil yetersizliğine
davalı beraat kararıyla bağlı değil ise de; sanığın isnat edilen eylemi
gerçekleştirmediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile o
eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararının bu
yönleriyle bağlıdır.
Somut olayda,
mahkemece, kazanın oluşumunda davacılar desteğinin tamamen kusurlu olduğu
gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı sürücü L. D.'in taksirle
öldürme eyleminden yargılaması Sakarya Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2009/1072
esas, 2013/328 karar sayılı dosyasında yapılmış olup, söz konusu yargılama
neticesi davalı sürünün kusursuzluğu nedeniyle beraati yönünde karar verilmiş
ancak karar henüz kesinleşmemiştir.
Bu durumda
mahkemece, 818 sayılı BK'nın 53 üncü maddesi uyarınca, davalı sürücünün kazanın
oluşumunda kusursuz olduğuna ilişkin tespiti yönünden, ceza mahkemesi kararı
hukuk hâkimini bağlayacağından, ceza davasının sonucu beklenerek bir karar verilmesi
gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bozma
gerekçesine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer
olmadığına karar verilmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar
vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına, bozma gerekçesine
göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin
alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 27.06.2013
tarihinde oybirliği ile karar verildi.