22 Nisan 2014 Salı

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER (İ.Ö) DERSİ PRATİK ÇALIŞMA METİNLERİ
23 NİSAN 2014
OLAY I: SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME

Mehmet, Karaca köyünde koruculuk yapmıştır. Mehmet, kendisinin işvereni konumunda bulunan davalı köy tüzel kişiliğinin sigorta primlerini ödemediğini sonradan öğrenmiştir. Bunun üzerine Mehmet, hizmet tespiti davası açarak eksik bildirilen günlerin ödenmesi kaydıyla emekliliğe hak kazandığını, oğlu Selimin kendisinin bilgisi dışında 07.10.2005 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumuna köy tüzel kişiliğinin ödemesi gereken 3.850,00 TL prim borcunu ödediğini, bu durumu 2010 yılında öğrendiğini ve bu parayı oğluna ödemek durumunda kaldığını böylece köy tüzel kişiliğinin ödemesi gereken primi yatırmayarak sebepsiz zenginleştiğini iddia ederek; 3.850,00 TL'nin 07.10.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Köy tüzel kişiliği temsilcisi olarak muhtar, davaya konu ödemenin yapıldığı dönemde kendisinin muhtar olmadığını, o dönem muhtar olan kişinin kendisine söz konusu paranın davacıya ödendiğini ancak ödemenin köy karar defterine yazılmadığını söylediğini savunmuştur.

SORU: a) Olayda sebepsiz zenginleşmenin şartları gerçekleşmiş midir?  b) Gerçekleşmişse aleyhine zenginleşen kişi kimdir? c) Davacının temerrüt faizi istemesi mümkün müdür? (TBK. m. 117/2).
OLAY II: KUSURSUZ SORUMLULUK ÖRNEĞİ OLARAK NOTERLERİN SORUMLULUĞU
Mükremin, Manisa 3. Noterliği tarafından tanzim edilen 20/01/2006 tarih ve 641 yevmiye numaralı araç satım sözleşmesi ile 07 …plakalı vasıtayı 3. kişiden satın aldığını, bilahare satışa konu aracın çalıntı olduğunun ortaya çıktığını, aracı Dazkırı Emniyetine teslim ettiğini, böylece satışın yapıldığı tarihte Manisa 3. Noteri olan davalının gözetim ve denetim yükümlülüğünü yerine getirmediğinden zarara uğradığını, noterlerin, Noterlik Kanunu’nun 162. maddesi uyarınca kusursuz olarak da sorumlu bulunduklarını ileri sürerek, 20.500 TL satım bedeli, 448.49 TL noterlik masrafı ve 5.000 TL munzam zarar ve manevi tazminat olmak üzere toplam 25.948,49 TL’nin satış tarihi olan 20/01/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ilgili noterden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Noter, bu tür davalara bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu, haksız fiile dayalı davada zamanaşımı süresinin dolduğunu, Karayolları Trafik Kanunu ve Yönetmeliğinde belirtilen belgeler incelendikten sonra satış ve diğer işlemlerin gerçekleştirildiğini, ceza soruşturmasında kendisi hakkında kovuşturma izni verilmediğini, noterlerin, Noterlik Kanunu’nun 162. maddesinde düzenlenen kusursuz sorumluluğunun noter adına yapılan işlemleri kapsamadığını, kusurlu ve kusursuz sorumluluk hallerinin oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

SORU: a) Noterlerin NK. M. 162 uyarınca sorumlu olması bağlamında somut olayı değerlendiriniz.  b) Somut olayda; dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, Adli Tıp Kurumu Adli Belge İnceleme Şube Müdürlüğünün raporunda, sahte oldukları anlaşılan belgelerin sahtecilik işlemlerinin ilk bakışta dikkati çekmeyebileceği ancak, ilgililerince yapılacak kontrollerde anlaşılabilir nitelikte olduğunun belirtilmiş olması; Jandarma Kriminal raporunda ise, fenni muayene ilişik kesme belgesinde bulunması gereken şasi no ve silindir hacmi hanelerinin doldurulmadığı, motorlu araç trafik tescil belgesinde hologram ve soğuk mühür izinin orijinalinden farklılıklar gösterdiğinin belirtilmiş olması durumunda Noterin sorumluluğu hakkında ne söylerdiniz?

OLAY III: ADAM ÇALIŞTIRANIN SORUMLULUĞU (TBK. m. 66)

Umut, 12.10.2009 tarihinde Gaye Tekstil'e arkadaşının borcunu ödemek için gittiğinde mağaza sorumlusu Yavuz'un sert tepkisiyle karşılaşır. Yavuz, Umut’un arkasından gelerek dışarıda bir yumruk atar ve burun kırığına sebep olur. Umut, bu olay sebebiyle üzüntü yaşadığını ileri sürerek 500,00 TL tedavi; 500,00 TL işgöremezlik ve 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini dava açarak istemiş, dava devam ederken maddi tazminat istemi ıslah edilerek 10.000 TL'ye yükseltilmiştir.
Yavuz, iddiaların haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

SORU: Olayda adam çalıştıranın sorumluluğu var mıdır?

OLAY IV: ADAM ÇALIŞTIRANIN SORUMLULUĞU
Merkür Belediyesi tarafından 04.09.2006 tarihinde Sanayi Caddesi Bosna Polis Karakolu üzerinde yapılan kaldırım çalışmaları sırasında, çalışmayı üstlenen davalı Bayındır İnşaat tarafından Leopar şirketine ait kablo TV kablolarına zarar verilmiştir. Leopar isimli şirket tarafından, Bayındır İnşaatın Merkür Belediyesinin müteahhidi durumunda olduğu ve bu firma üzerinde belediyenin talimat ve denetim yetkisi bulunduğu, meydana gelen hasar nedeniyle Leopar şirketinin 20.000 TL zarara uğradığı iddialarıyla zararın giderilmesi için Belediye ve Bayındır İnşaat aleyhine 20.000 TL asıl alacak ve 3600 TL işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 23600 TL alacağın tahsili için icra takibi yapılmıştır. Belediye ve Bayındır İnşaat yetkilileri borçlu olmadıklarını bildirerek asıl borca ve faize itiraz etmişlerdir. Leopar şirketi itirazların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davalıların Antalya İcra Müdürlüğünün ilgili dosyasındaki itirazlarının iptaline ve takibin devamına, esas alacak miktarının %40'ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SORU: TBK. m. 66 açısından olayı değerlendiriniz.

OLAY V: AİLE BAŞKANININ SORUMLULUĞU

Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların çocuğu H. F.'ın lise öğrencisi olduğunu, basket maçı oynarken davalıların çocuğu E.'in dirsekle H.F.'ın gözüne vurduğunu, gözünden yaralandığını, çeşitli hastanelerde tedavi gördüğünü belirterek. 6.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir.

Davalılar (E.'in anne ve babası) vekili cevabında, spor yaparken bu tip kazaların normal olduğunu, suç işleme kastı ve kusurunun olmadığını beyan etmiştir. Mahkemece, 6.000 TL maddi tazminat ile 3.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiş, hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir.

SORU: Mahkeme kararını doğru buluyor musunuz?

OLAY VI: BAĞIMSIZLIK İLKESİ
Davacı, davalının elektrik abonesi olduğunu, davalı tarafından haksız olarak toplam 46.084,40 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini öne sürerek, davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, dosya kapsamına göre, davacı şirket temsilcisinin dava konusu tutanağa ilişkin olarak ceza mahkemesinde açılan davada beraat ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ek Bilgi: Somut olayda; davalı görevlileri tarafından düzenlenen tutanaklara dayanılarak hazırlanan sayaç muayene raporunda, sayacın kulak mühürleri ve numaratörü ile oynandığı tespit edilmiştir. Mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, tutanak öncesi günlük ortalama tüketim miktarı ile tutanak sonrası günlük ortalama tüketim miktarları kıyaslandığında, tutanak sonrası davacı tüketiminde ciddi oranda artış olduğu belirlenmiş ve davacının sayaca müdahale ederek kaçak elektrik kullandığı vurgulanarak kaçak elektrik bedeli hesaplanmıştır. Davacı şirket temsilcisi aleyhine Eyüp 1. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan 2005/941 E, 2006/1334 K. sayılı ceza davasında, tüketim ekstreleri incelenerek verilen bilirkişi raporu mahkemece esas alınarak beraat kararı vermiştir.

OLAY VII: YARGITAY KARARI
Davacı vekili, davacıların desteği C.'ın davalıların işleteni, sürücücü ve trafik sigortacısı olduğu aracın yaya olarak yolu karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı sırada desteğe çarpması sonucu vefat ettiğini belirterek, fazlaya dair haklarını saklı tutarak Y. için 3.000,00.-TL, İ. için 4.000,00.-TL destek, her biri için ayrı ayrı 25.000,00.-TL manevi tazminatın sigorta şirketinin sigorta limitiyle maddi tazminattan sorumlu tutularak olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı Generali Sigorta A.Ş. vekili, kusurun vefat edende olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı L. D., kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı E. S.'ya usulüne uygun davetiye tebliğine karşın davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; kazanın oluşumunda vefat eden C.'ın %100 kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
BK'nın 53 üncü maddesine (6098 sayılı TBK m. 74) ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hakimi, ceza hakiminin belirlediği kusur oranı ve delil yetersizliğine davalı beraat kararıyla bağlı değil ise de; sanığın isnat edilen eylemi gerçekleştirmediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararının bu yönleriyle bağlıdır.
Somut olayda, mahkemece, kazanın oluşumunda davacılar desteğinin tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı sürücü L. D.'in taksirle öldürme eyleminden yargılaması Sakarya Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2009/1072 esas, 2013/328 karar sayılı dosyasında yapılmış olup, söz konusu yargılama neticesi davalı sürünün kusursuzluğu nedeniyle beraati yönünde karar verilmiş ancak karar henüz kesinleşmemiştir.
Bu durumda mahkemece, 818 sayılı BK'nın 53 üncü maddesi uyarınca, davalı sürücünün kazanın oluşumunda kusursuz olduğuna ilişkin tespiti yönünden, ceza mahkemesi kararı hukuk hâkimini bağlayacağından, ceza davasının sonucu beklenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bozma gerekçesine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına, bozma gerekçesine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 27.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.