25 Aralık 2014 Perşembe

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas:  2014/6136
Karar: 2014/8580
Karar Tarihi: 10.04.2014

İPOTEĞİN KALDIRILMASI DAVASI - TAŞINMAZA AİLE KONUTU ŞERHİNİN BELİRTİLEN İŞLEMLERDEN SONRA KONULDUĞU - TAPUYA GÜVEN İLKESİNİ ESAS ALAN DÜZENLEMEDE BULUNAN KOŞULLARIN İŞLEM TARAFI OLAN BANKA LEHİNE GERÇEKLEŞTİĞİ - DAVANIN REDDİ GEREĞİ

ÖZET: Olayda davacı eş ipoteğe dayanak olan kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalamış ve borcun ödenmemesi üzerine de davalı eşinin … tarihinde verdiği yetki ile borcun yapılandırılması ile ilgili işlemlere girişmiş ve bu amaçla yapılandırılan kredilerde alınacak taahhütname belgesini <borçlu> sıfatı ile imzalamıştır. Dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi ise bu işlemlerden sonra … tarihinde konulmuştur. Tapuya güven İlkesini esas alan Türk Medeni Kanunu'nun ilgili maddesi koşulları işlem tarafı olan banka lehine gerçekleşmiştir. Öyleyse davanın reddi gerekirken kabulü isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.

(4721 S. K. m. 6, 194, 1023) (YHGK. 24.04.2013 T. 2012/2-1567 E. 2013/579 K.)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dava konusu taşınmazın aile konutu olarak özgülendiği tartışmasızdır. Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi gereğince, taşınmaz üzerinde hak sahibi olan eşin tasarrufu, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. Taşınmaz üzerinde hak sahibi olan koca, 04.09.2007 tarihinde ipotek tesis ettirmiştir. Resmi senedi, davalı eş ve taşınmaz üzerinde 1/8 hisse de intifa hakkı sahibi olan M... birlikte imzalamıştır. İpotek tesis tarihinde tapu kütüğünde taşınmazın <aile konutu> olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığına göre, lehine ipotek tesis edilen bankanın kazanımı iyiniyetli olması halinde korunur (TMK md. 1023). Zira, Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi ile tapuya güven ilkesine bir istisna getirilmiş değildir Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. İyiniyetin varlığı asıl olduğuna göre, lehine ipotek tesis edilen bankanın kötüniyetli olduğunu kanıtlama yükümlülüğü bunu iddia edene düşer (TMK md. 6). Dosya içindeki belgelerden, lehine ipotek tesis edilen bankanın kötüniyetli olduğu kanıtlanamamıştır. Ayrıca davacı eş ipoteğe dayanak olan kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalamış ve borcun ödenmemesi üzerine de davalı eşinin 24.09.2009 tarihinde verdiği yetki ile borcun yapılandırılması ile ilgili işlemlere girişmiş ve bu amaçla yapılandırılan kredilerde alınacak taahhütname belgesini <borçlu> sıfatı ile imzalamıştır. Dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi ise bu işlemlerden sonra 22.03.2010 tarihinde konulmuştur. Tapuya güven İlkesini esas alan Türk Medeni Kanunu'nun 1023.maddesi koşulları işlem tarafı olan banka lehine gerçekleşmiştir. Öyleyse davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir (H.G.K.'nun 24.04.2013 tarih. 2012/2- 1567 Esas, 2013/579 Karar sayılı ilamı).

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 10.04.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder