T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas:
2014/6136
Karar: 2014/8580
Karar Tarihi: 10.04.2014
İPOTEĞİN KALDIRILMASI DAVASI -
TAŞINMAZA AİLE KONUTU ŞERHİNİN BELİRTİLEN İŞLEMLERDEN SONRA KONULDUĞU - TAPUYA
GÜVEN İLKESİNİ ESAS ALAN DÜZENLEMEDE BULUNAN KOŞULLARIN İŞLEM TARAFI OLAN BANKA
LEHİNE GERÇEKLEŞTİĞİ - DAVANIN REDDİ GEREĞİ
ÖZET: Olayda davacı eş ipoteğe
dayanak olan kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalamış ve borcun ödenmemesi
üzerine de davalı eşinin … tarihinde verdiği yetki ile borcun yapılandırılması
ile ilgili işlemlere girişmiş ve bu amaçla yapılandırılan kredilerde alınacak taahhütname
belgesini <borçlu> sıfatı ile imzalamıştır. Dava konusu taşınmaza aile
konutu şerhi ise bu işlemlerden sonra … tarihinde konulmuştur. Tapuya güven İlkesini
esas alan Türk Medeni Kanunu'nun ilgili maddesi koşulları işlem tarafı olan
banka lehine gerçekleşmiştir. Öyleyse davanın reddi gerekirken kabulü isabetsiz
olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
(4721 S. K. m. 6, 194, 1023) (YHGK.
24.04.2013 T. 2012/2-1567 E. 2013/579 K.)
Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan
muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası
gösterilen hüküm, davalı banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü:
Karar: Dava konusu taşınmazın aile
konutu olarak özgülendiği tartışmasızdır. Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi gereğince,
taşınmaz üzerinde hak sahibi olan eşin tasarrufu, diğer eşin açık rızasına bağlıdır.
Taşınmaz üzerinde hak sahibi olan koca, 04.09.2007 tarihinde ipotek tesis
ettirmiştir. Resmi senedi, davalı eş ve taşınmaz üzerinde 1/8 hisse de intifa
hakkı sahibi olan M... birlikte imzalamıştır. İpotek tesis tarihinde tapu kütüğünde
taşınmazın <aile konutu> olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığına göre,
lehine ipotek tesis edilen bankanın kazanımı iyiniyetli olması halinde korunur
(TMK md. 1023). Zira, Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi ile tapuya güven
ilkesine bir istisna getirilmiş değildir Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı
durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. İyiniyetin varlığı asıl olduğuna
göre, lehine ipotek tesis edilen bankanın kötüniyetli olduğunu kanıtlama
yükümlülüğü bunu iddia edene düşer (TMK md. 6). Dosya içindeki belgelerden,
lehine ipotek tesis edilen bankanın kötüniyetli olduğu kanıtlanamamıştır. Ayrıca
davacı eş ipoteğe dayanak olan kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalamış ve
borcun ödenmemesi üzerine de davalı eşinin 24.09.2009 tarihinde verdiği yetki
ile borcun yapılandırılması ile ilgili işlemlere girişmiş ve bu amaçla yapılandırılan
kredilerde alınacak taahhütname belgesini <borçlu> sıfatı ile imzalamıştır.
Dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi ise bu işlemlerden sonra 22.03.2010
tarihinde konulmuştur. Tapuya güven İlkesini esas alan Türk Medeni Kanunu'nun
1023.maddesi koşulları işlem tarafı olan banka lehine gerçekleşmiştir. Öyleyse
davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsiz olmuş ve bozmayı
gerektirmiştir (H.G.K.'nun 24.04.2013 tarih. 2012/2- 1567 Esas, 2013/579 Karar
sayılı ilamı).
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda
gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak
üzere oyçokluğuyla karar verildi. 10.04.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder