T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 2013/29017
Karar: 2014/30788
Karar Tarihi: 10.10.2014
ALACAK DAVASI - SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME HUKUKSAL NEDENİ - DÖVİZDEKİ KUR
FARKINDAN HAKSIZ KAZANÇ SAĞLANDIĞI İDDİASI - FAKİRLEŞME İLE ZENGİNLEŞMENİN
KARŞILAŞTIRILDIĞI RAPOR ALINMASI - ZENGİNLEŞMENİN KAPSAMININ TAYİNİ - HÜKMÜN
BOZULDUĞU
ÖZET: Dava sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacak
istemine ilişkindir. Davalıların zenginleşmesine neden olan sebebin geçerliliği
kesinleşen mahkeme kararıyla ortadan kalktığına göre zenginleşmenin kapsamının
tayini gerekir. Bilirkişiler zenginleşmenin gerçekleştiğini beyan etmişlerse de
davalıların malvarlığında oluşan çoğalma ile azalmanın karşılaştırmasını
yapmamışlardır. Zenginleşme bir başka şahsın malvarlığındaki fakirleşmenin
karşılığı olarak ortaya çıkmışsa o zaman iade borcundan bahsedilir. Böylece
kazanç ve farkın oluşturacağı sonuç, zenginleşmeyi ortaya koyacaktır. O halde
fakirleşme ile zenginleşmenin karşılaştırıldığı bir rapor alınmalıdır. Bunun
için dosyanın aynı bilirkişilere tevdi ile 2003-2005 yılları arasında davalı
hesap sahiplerinin bankada bulunan paralarını ne şekilde değerlendirdiği
saptanmalı, vadeli vadesiz faiz, fon, tahvil vb gibi yatırım enstrümanı
kullanılıp kullanılmadığı da araştırılarak o dönem itibariyle gerçekleşen
yıllık enflasyon artış oranı, davacı bankanın mevduat ve devlet tahvillerine
uyguladığı faiz oranları, TL karşısında kullanılan döviz kurları tespit edilip,
davalıların bankadaki döviz alımına esas olan hesaplarının ağırlıklı kullanılan
yatırım araçlarıyla değeri bulunduktan sonra malvarlığının ulaşacağı değer ile
zenginleşmenin gerçekleştiği işlemlerin yapıldığı tarihler arasındaki ulaştığı
değer arasındaki fark hesaplattırılmalı, zenginleşmenin kapsamı bu şekilde
belirlenerek iade borcu ortaya çıkarılmalıdır.
(818 S. K. m. 61) (6098 S. K. m. 77)
Dava: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda
ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün
taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı
kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı Ş... vekili ile davalılar F. ve diğerleri
vekilinin gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü
açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez
temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği
konuşulup düşünüldü.
Karar: Davacı, dava dışı çalışanı E. N.'in bankalarının P... şubesinde
yönetmen yardımcısı sıfatı ile görev aldığı dönemde müşterileri adına
"Ş..." sisteminden döviz alım satımı yaparken şube ekranından birden
fazla sayıda açarak işlem yapacağı döviz cinsini seçtiğini ve açtığı bu
ekranlarda döviz kurunu sabitlediğini, gün içinde oluşan kur değişimine göre
müşteri lehine kur avantajı yakaladığında daha önceden sabitlediği kurdan
efektif alım satım işlemlerini gerçekleştirip onayladığını böylelikle 2003 ve
2005 yılları arasında banka çalışanının yaptığı usulsüz işlemler nedeniyle
bankanın mal varlığında eksilmeye karşılık davalıların mal varlığında toplam
181.747,11 TL haksız ve sebepsiz zenginleşme meydana geldiğini ileri sürerek,
fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalılar H.'den
1.000 TL, R.'dan 250,00 TL, M.'den 450,00 TL, S.'den 6.300,00 TL, F.'dan
1.000,00 TL, E.'dan 1.000 TL olmak üzere toplam 10.000 TL banka zararının
temerrüt tarihinden itibaren en yüksek banka kredilerine uygulanan faizi ile
tahsilini istemiş, 03.04.2007 tarihli ıslah dilekçesi ile miktarı 181.747,11 TL
ye çıkarmıştır.
Davalılar davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı banka ile
davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacak istemine
ilişkindir. Davacı, mudileri olan davalılar aleyhine açtığı davasında; dava
dışı banka personelinin sistemden (banka şube ekranı) döviz alım ve satım
işlemini yaparken bankacılık sistemine aykırı bir şekilde talimatın girilip
işlemin yapıldığı anda alınması ya da satılması gereken döviz işlemlerini,
kurdaki oynaklığı avantaja çevirmek için o anda onaylamayıp işlem saatinden
sonra dövizin yükselmesi veya düşmesine bağlı olarak işlem menüsündeki onay
tuşuna bastığı böylece dövizdeki kur farkından haksız kazanç sağlandığını ileri
sürerek talepte bulunmuş, mahkemece Polatlı İş Mahkemesinin 2006/9 esas 2008/89
karar sayılı dava dışı çalışan aleyhine açılan davada 181.747,11 TL tazminata
hükmedilerek zararın karşılandığı, BK 61. maddesine göre sebepsiz zenginleşme
şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi
için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve
fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin
hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 818 sayılı Borçlar
Kanununun 61. maddesinde, "Haklı bir sebep olmaksızın aharın zararına mal iktisap
eden kimse, onu iadeye mecburdur" denildiği hâlde, öğreti ve uygulamada
ortaya çıkan yeni anlayışa uygun olarak 6098 sayılı BK.nın 77 maddesinin
birinci fıkrasında "Haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının
malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle
yükümlüdür." denilmektedir. Sebepsiz zenginleşmenin kanunda
düzenlenmesinin amacı, iki mal varlığı arasındaki sebepsiz değer kaymasının
geri verilmesinin sağlanmasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin işlevi uğranılan
kayıpları gidermek değil hukuki bir sebebe dayanmaksızın başkası sayesinde elde
edilen menfaatleri bu kişiye nakletmektir. Zenginleşenin geri verme borcunun
doğumu için kusurlu olması şartı aranmamaktadır. Aksi takdirde bu kurum kusur
şartı aranmayan bir haksız fiil türü halini almış olurdu. Mahkemece fakirleşme
şartının gerçekleşmediği ve bankanın zararını dava dışı çalışanın karşılaması
konusundaki tazminat kararı gerekçe gösterilerek istem reddedilmiş ise de dava
dışı çalışan hizmet sözleşmesini, özen yükümlülüğünü usulsüz ve haksız
eylemiyle ihlal etmesi sonucu tazminata mahkum olmuştur. Eldeki davanın
hukuksal nedeni sebepsiz zenginleşme olduğundan o davada zararın hüküm altına
alınması sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı eldeki davanın açılmasını
engellemez. Tarafları da farklı olduğundan maddi anlamda kesin hüküm de teşkil
etmez ancak Yargıtay’ın kökleşmiş uygulamasına göre eldeki davada güçlü delil
oluşturur.
Davalıların zenginleşmesine neden olan sebebin geçerliliği kesinleşen
mahkeme kararıyla ortadan kalktığına göre zenginleşmenin kapsamının tayini
gerekir. Bilirkişiler zenginleşmenin gerçekleştiğini beyan etmişlerse de
davalıların malvarlığında oluşan çoğalma ile azalmanın karşılaştırmasını
yapmamışlardır. Zenginleşme bir başka şahsın malvarlığındaki fakirleşmenin
karşılığı olarak ortaya çıkmışsa o zaman iade borcundan bahsedilir. Böylece
kazanç ve farkın oluşturacağı sonuç, zenginleşmeyi ortaya koyacaktır. O halde
fakirleşme ile zenginleşmenin karşılaştırıldığı bir rapor alınmalıdır. Bunun
için dosyanın aynı bilirkişilere tevdi ile 2003-2005 yılları arasında davalı
hesap sahiplerinin bankada bulunan paralarını ne şekilde değerlendirdiği
saptanmalı, vadeli vadesiz faiz, fon, tahvil vb gibi yatırım enstrümanı
kullanılıp kullanılmadığı da araştırılarak o dönem itibariyle gerçekleşen
yıllık enflasyon artış oranı, davacı bankanın mevduat ve devlet tahvillerine
uyguladığı faiz oranları, TL karşısında kullanılan döviz kurları tespit edilip,
davalıların bankadaki döviz alımına esas olan hesaplarının ağırlıklı kullanılan
yatırım araçlarıyla değeri bulunduktan sonra malvarlığının ulaşacağı değer ile
zenginleşmenin gerçekleştiği işlemlerin yapıldığı tarihler arasındaki ulaştığı
değer arasındaki fark hesaplattırılmalı, zenginleşmenin kapsamı bu şekilde
belirlenerek iade borcu ortaya çıkarılmalıdır. Eşdeyişle davalıların bankadaki
malvarlığı iktisaptan sonra ifade ettiği değer ile bu iktisap gerçekleşmeseydi
taşıyacak olduğu değer farkı araştırması sonucu zenginleşme fakirleşmeden azsa
mesele yoktur. Sadece zenginleşme tutarı istenecektir. Fakat eğer zenginleşme
tutarı fakirleşmeden çoksa fakirleşme tutarından fazla kısım sebepsiz
zenginleşme hükümlerine göre geri istenemez. Gerçi çok kere zenginleşme
fakirleşmeye karşılıktır. Nitekim bilirkişi raporuyla sebepsiz zenginleşmenin
gerçekleştiği kazandırmadan davalıların davacıya karşı sorumlu olduğu da
belirlenmiş ise de davalıların sorumlu olduğu miktar bu şekilde
belirlenmemiştir. Öte yandan davalıların 'banka zararını' karşılayacaklarını
içeren yazılı başvuruları konusunda araştırma yapılmadan yazılı şekilde karar
verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2- Bozma nedenine göre davalıların temyizinin incelenmesine gerek
görülmemiştir.
Sonuç: 1-Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA,
2-Davalıların temyiz isteminin incelenmesine yer olmadığına, 1.100,00
TL duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin
alınan 24,30 TL. temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.10.2014
gününde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder