5 Aralık 2015 Cumartesi

EŞYA HUKUKU İLE İLGİLİ YHGK KARARI

T.C YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2012 / 20-1819
Karar: 2013 / 139
Karar Tarihi: 23.01.2013
ÖZET: Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Somut olayda, Orman İdaresinin davasının yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olması halinde; mülkiyete yönelik davaya bakmaya Kadastro Mahkemesi'nin görevli olmaması ve davanın genel mahkemede görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine; Yerel Mahkeme kararında olduğu gibi tutanakların da tapu kütüğüne aynen aktarılmasına karar verilmelidir. Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.(3402 S. K. m. 2, 4, 11, 13, 14, 17, 19, 20, 21, 22, 25, 27) (2924 S. K. m. 11, 12) (6831 S. K. m. 2)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki <tespite itiraz> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya Kadastro Mahkemesince davanın reddine dair verilen 24.03.2011 gün ve 2010/382 E., 2011/475 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesi'nin 09.02.2012 gün ve 2012/959 E., 2012/1643 K. sayılı ilamı ile;

(...Tapuda davalı adına kayıtlı olan eski D. köyü 923 sayılı 866 m2 yüzölçümündeki parsel, 5304 sayılı Yasanın 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Yasanın 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, 27888 ada 40 parsel sayısı, 772,18 m2 yüzölçümü ve yeni haritası ile malik hanesi <Tapu kütüğünde olduğu gibi> şeklinde tespit edilmiş, 3402 sayılı Yasanın 11. maddesine göre 09.06.2010 ila 07.07.2010 tarihleri arasında ilan edildiği tutanak arkasına yazılmıştır. Orman Yönetimi, 07.07.2010 tarihinde, parselin yörede 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde kısmen tahdit sınırları içinde bırakıldığını belirterek, bu bölümün tespitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli parselin 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yer niteliğiyle tapuda Hazine adına kayıtlıyken, O. Baş Mühendisliği tarafından 2924 sayılı Yasanın 11 ve 12. maddeleri gereğince, davalılara satılıp, Hazinenin temliki ile tapuya kaydedildiği, tekrar orman sınırları içinde kaldığı savıyla açılan davanın hukuki değer taşımayacağı, çekişmeli parselin yenileme kadastrosunun yapıldığı, bu çalışmanın teknik çalışmalar ile sınırlı olduğu, yenileme kadastrosu nedeniyle tapu siciline geçmiş ya da geçmemiş mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı, yenilemede ilk kadastroda belirlenen sınırlara uyulacağı gerekçesiyle davanın REDDİNE, dava konusu Duacı köyü 27888 ada 40 sayılı parselin 772,18 m2 olarak tapu kütüğüne aktarılmasına, sınırların ve yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın 22/a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza ilişkindir.

Mahkemece, 3402 sayılı Yasanın 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendine göre, ancak teknik çalışmalar yapılabileceği, yenileme kadastrosu nedeniyle tapu siciline geçmiş ya da geçmemiş mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı gibi davalının tapusunun Hazinenin satışı ile oluştuğu gerekçeleriyle, keşif ve inceleme yapılmadan davanın reddine karar verilmişse de;

5304 sayılı Yasanın 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince <Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde, birinci fıkra hükmü uygulanmaz.> Aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca da, <İkinci fıkranın (a) bendinin uygulanacağı alanlar Tapu ve Kadastro Genel Müdürünün onayı ile belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az onbeş gün önce çalışma alanında, bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il merkezinde alışılmış vasıtalarla duyurulur, ayrıca varsa yerel gazete ile ilân edilir. Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21 inci maddeler ile 13 üncü maddenin (B) ve 20 nci maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz.>.

Kadastro Mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Yasanın 25. maddesinde, zaman bakımından görev ve yetkisi ise aynı Yasanın 27. maddesinde düzenlenmiştir. 3402 sayılı Yasanın 22/2-a gereğince yapılan tesbitte taşınmazın mülkiyeti, çapı ve yüzölçümü tartışma konusu edilemez, bu işlemde uygulama kabiliyeti bulunmayan ve harita tekniğine uymayan haritalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek, bu tesbitin kesinleşmesi halinde tapu malikleri adına tapuya tescil edilir.

Mahkeme gerekçesinde de kabul edildiği gibi, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davada kadastro mahkemesi görevli olup, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin davalarda kadastro mahkemesi görevli değildir. Somut olayda, Orman Yönetimi çekişmeli taşınmazın yenilemeden önceki haliyle kısmen yörede 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman tahdidi içinde kaldığı, bu bölümün tesbitinin iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istediğine ve dava dilekçesi aynı zamanda mülkiyete ilişkin bir istem içerdiğine göre, mülkiyete ve tasarrufa ilişkin bu davada genel mahkeme görevlidir. Ancak, dava aynı zamanda 3402 sayılı Yasanın 22/2 - a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılan teknik çalışmaya itiraz niteliği taşıdığından, çalışmanın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yöntemince araştırılmalı ve bu yönde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmelidir.

Bu nedenle; mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Yasanın 22/2-a maddesiyle, 26.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun çalışma yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, çalışmanın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmeli; dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün kesinlemiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan devlet ormanı olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmelidir.

Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır ... )

gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.

Davacı Orman İdaresi vekili, A. ili K. ilçesi D. Köyü sınırları içerisinde 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan arazi kadastro çalışmalarının tamamlanıp 09/06/2010 tarihinde askı suretiyle ilan edildiğini, D. Köyü'nde ilk orman tahdidinin 3116 Sayılı Kanun'a göre 1946 yılında yapıldığını ve ilan edilerek kesinleştiğini, 6831 Sayılı Kanun'a göre Orman Kadastrosu ve 1744 sayılı yasa ile değişik 2.madde uygulaması ve aplikasyon işlemlerinin 7 nolu Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 3 nolu ekip tarafından yapıldığını, çalışmalar sırasında davalıya ait taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisine kaldığını, yapılan tespitin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yapılan tespitin iptali ile taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kalan kısmının orman vasfı ile hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 6831 Sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkarılıp Hazine tarafından davalı yana satıldığı, taşınmazın orman sınırları dışında olduğu, Orman İdaresi tarafından taşınmazların orman olarak Hazine adına tescilinin istenilmesinin haksız olduğu; çekişmeli taşınmazda yapılan 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosunun ilk kadastroya ek bir işlem olup, ikinci bir kadastro niteliğinde olmadığı, yenileme kadastrosunun teknik çalışmalarla sınırlı olduğu, mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı, taşınmazların fiili kullanım sonucu ortaya çıkan yeni oluşumun yeni bir mülkiyet değişikliği niteliğinde olmadığından yenileme paftalarının nazara alınmadığı, bu nedenle keşif yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı Orman İdaresi vekilinin temyizi üzerine karar başlık bölümüne metni aynen alınan gerekçe ile bozulmuş; Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Direnme kararını temyize davacı Orman İdaresi vekili getirmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava dilekçesinin içerik ve kapsamından, 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi gereğince yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza yönelik dava ile birlikte mülkiyet iddiasına yönelik davanın bulunup bulunmadığı, burada varılacak sonuca göre;

1- 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi gereğince yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza ilişkin davada mahkemece eksik inceleme ve araştırma yapılıp yapılmadığı,

2- Mülkiyet iddiasına yönelik dava yönünden mahkemece görevsizlik kararı verilmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.

Yerel Mahkemece davanın, 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine dayalı kadastro tespitine itiraza ilişkin olduğu benimsenmiş; Özel Daire bozma ilamında ise, davanın hem 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine dayalı kadastro tespitine itiraza ilişkin olduğu, hem de davacı orman idaresinin, taşınmazların orman olarak Hazine adına tescilini istediğinden, mülkiyet iddiasına da dayanıldığı belirtilmiştir.

Davacı Orman İdaresi tarafından açılan eldeki davanın, 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesi uyarınca düzenlenen uygulama tutanaklarının askı ilan süresi içerisinde açıldığı ve tutanakların kesinleşmediği görülmektedir.

Ne var ki, dava dilekçesi incelendiğinde, davacı İdarenin davasının yenileme kadastrosuna itiraza mı, yoksa mülkiyet iddiasına mı yönelik olduğu ya da her iki istemi de içerip içermediği açıkça anlaşılamamaktadır.

Bilindiği üzere, 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesine dayalı olarak yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davalarda Kadastro Mahkemesi görevli olmasına rağmen, taşınmazın mülkiyetine yönelik davalarda genel mahkemeler görevli olup, Kadastro Mahkemesi görevli değildir.

Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bir kısım üyeler tarafından, kadastro işlemine karşı askı süresi içerisinde açılan her davanın kadastro tespitine itiraz niteliğinde olmayacağı, dava dilekçesinin içeriğinden davacı İdarenin çekişmeye konu taşınmazların orman olarak Hazine adına tescilini istediğinden açılan davanın mülkiyete yönelik olduğu, bu nedenle Kadastro Mahkemesinin görevli olmadığı, davaya genel mahkemede bakılması gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesi gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş azınlıkta kalmıştır.

Dava dilekçesi içeriğinden istemin hangi konuya ilişkin olduğu açıkça anlaşılamadığından, Yerel Mahkemece öncelikle davacı Orman İdaresi vekilinden, davasının sadece 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesi uyarınca tespite itiraz mı; yoksa sadece mülkiyete ilişkin mi olduğu veya her iki istemi de birlikte içerip içermediği hususu açıklattırılmalıdır.

Bunun sonucu olarak şu üç ihtimal karşımıza çıkacaktır:

1- Dava, sadece 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme işlemine itiraza ilişkin ise, Özel Daire bozma ilamında değinildiği gibi, yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Yerel Mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Yasanın 22/2-a maddesiyle, 26.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek şekilde hüküm kurulmalı, çalışmanın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmelidir.

2- Orman İdaresinin davasının yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olması halinde; 3402 sayılı Kanununun Kadastro Mahkemesi'nin genel olarak görevini düzenleyen 25. maddesi; zaman bakımından görev ve yetkisini düzenleyen 27.maddesi uyarınca, mülkiyete yönelik davaya bakmaya Kadastro Mahkemesi'nin görevli olmaması ve davanın genel mahkemede görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine; Yerel Mahkeme kararında olduğu gibi tutanakların da tapu kütüğüne aynen aktarılmasına karar verilmelidir.

3- Davanın hem mülkiyet iddiasına, hem de 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu tespitine itiraza ilişkin olması halinde ise; yenileme işlemine itiraz istemi yönünden, bozma ilamında ve yukarıda 1 nolu bentte değinilen araştırmalar yapılarak, anılan bentte belirtilen şekilde karar verilmesi; mülkiyet iddiası yönünden ise 2 nolu bentte değinilen şekilde karar verilmesi gerekir.

Açıklanan nedenlerle, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına bozma ilamındaki ve yukarda ilave edilen gerekçelerle uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.


Sonuç: Davacı İdare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarda eklenen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen <Geçici madde 3> atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun'un 440. maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23.01.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder