T.C YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2012 / 20-1819
Karar: 2013 / 139
Karar Tarihi: 23.01.2013
ÖZET:
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Somut olayda, Orman İdaresinin
davasının yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olması halinde; mülkiyete yönelik
davaya bakmaya Kadastro Mahkemesi'nin görevli olmaması ve davanın genel
mahkemede görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle
reddine; Yerel Mahkeme kararında olduğu gibi tutanakların da tapu kütüğüne
aynen aktarılmasına karar verilmelidir. Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya
aykırıdır.(3402 S. K. m. 2, 4, 11, 13, 14, 17, 19,
20, 21, 22, 25, 27) (2924 S. K. m. 11, 12) (6831 S. K. m. 2)
Dava
ve Karar: Taraflar arasındaki <tespite itiraz> davasından dolayı yapılan
yargılama sonunda; Antalya Kadastro Mahkemesince davanın
reddine dair verilen 24.03.2011 gün
ve 2010/382 E., 2011/475 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından
istenilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesi'nin 09.02.2012 gün ve 2012/959
E., 2012/1643 K. sayılı ilamı ile;
(...Tapuda
davalı adına kayıtlı olan eski D. köyü 923 sayılı 866 m2 yüzölçümündeki parsel,
5304 sayılı Yasanın 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Yasanın 22. maddesinin
ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden
düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, 27888
ada 40 parsel sayısı, 772,18 m2 yüzölçümü ve yeni haritası ile malik hanesi
<Tapu kütüğünde olduğu gibi> şeklinde tespit edilmiş, 3402 sayılı Yasanın
11. maddesine göre 09.06.2010 ila 07.07.2010 tarihleri arasında ilan edildiği
tutanak arkasına yazılmıştır. Orman Yönetimi, 07.07.2010 tarihinde, parselin
yörede 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman
tahdidinde kısmen tahdit sınırları içinde bırakıldığını belirterek, bu bölümün
tespitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle
dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli parselin 2/B madde uygulamasıyla Hazine
adına orman sınırları dışına çıkarılan yer niteliğiyle tapuda Hazine adına
kayıtlıyken, O. Baş Mühendisliği tarafından 2924 sayılı Yasanın 11 ve 12. maddeleri
gereğince, davalılara satılıp, Hazinenin temliki ile tapuya kaydedildiği,
tekrar orman sınırları içinde kaldığı savıyla açılan davanın hukuki değer
taşımayacağı, çekişmeli parselin yenileme kadastrosunun yapıldığı, bu
çalışmanın teknik çalışmalar ile sınırlı olduğu, yenileme kadastrosu nedeniyle
tapu siciline geçmiş ya da geçmemiş mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu
yapılamayacağı, yenilemede ilk kadastroda belirlenen sınırlara uyulacağı
gerekçesiyle davanın REDDİNE, dava konusu Duacı köyü 27888 ada 40 sayılı
parselin 772,18 m2 olarak tapu kütüğüne aktarılmasına, sınırların ve
yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından
temyiz edilmiştir.
Dava
dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın 22/a maddesi gereğince
yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli
düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza ilişkindir.
Mahkemece,
3402 sayılı Yasanın 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendine göre, ancak
teknik çalışmalar yapılabileceği, yenileme kadastrosu nedeniyle tapu siciline
geçmiş ya da geçmemiş mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı
gibi davalının tapusunun Hazinenin satışı ile oluştuğu gerekçeleriyle, keşif ve
inceleme yapılmadan davanın reddine karar verilmişse de;
5304
sayılı Yasanın 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci
fıkrasının (a) bendi gereğince <Tapulama, kadastro veya değişiklik
işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan
hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle
yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun
göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu
sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş
yerlerde, birinci fıkra hükmü uygulanmaz.> Aynı maddenin üçüncü fıkrası
uyarınca da, <İkinci fıkranın (a) bendinin uygulanacağı alanlar Tapu ve
Kadastro Genel Müdürünün onayı ile belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az
onbeş gün önce çalışma alanında, bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il
merkezinde alışılmış vasıtalarla duyurulur, ayrıca varsa yerel gazete ile ilân
edilir. Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21 inci maddeler ile 13 üncü
maddenin (B) ve 20 nci maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri
uygulanmaz.>.
Kadastro
Mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Yasanın 25. maddesinde, zaman
bakımından görev ve yetkisi ise aynı Yasanın 27. maddesinde düzenlenmiştir.
3402 sayılı Yasanın 22/2-a gereğince yapılan tesbitte taşınmazın mülkiyeti,
çapı ve yüzölçümü tartışma konusu edilemez, bu işlemde uygulama kabiliyeti
bulunmayan ve harita tekniğine uymayan haritalar yerine, ülke koordinat
sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek, bu tesbitin kesinleşmesi
halinde tapu malikleri adına tapuya tescil edilir.
Mahkeme
gerekçesinde de kabul edildiği gibi, yetersiz kadastro paftalarının
yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin yasa ve
yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davada kadastro
mahkemesi görevli olup, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin davalarda
kadastro mahkemesi görevli değildir. Somut olayda, Orman Yönetimi çekişmeli
taşınmazın yenilemeden önceki haliyle kısmen yörede 3116 sayılı Yasa
hükümlerine göre yapılan orman tahdidi içinde kaldığı, bu bölümün tesbitinin
iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istediğine ve dava
dilekçesi aynı zamanda mülkiyete ilişkin bir istem içerdiğine göre, mülkiyete
ve tasarrufa ilişkin bu davada genel mahkeme görevlidir. Ancak, dava aynı
zamanda 3402 sayılı Yasanın 22/2 - a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine
göre yapılan teknik çalışmaya itiraz niteliği taşıdığından, çalışmanın yasa ve
yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yöntemince araştırılmalı ve bu
yönde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmelidir.
Bu
nedenle; mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları
ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve
jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan
çalışmanın 3402 sayılı Yasanın 22/2-a maddesiyle, 26.11.2006 gün ve 26361
sayılı Resmi Gazete' de yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi
ve Tapu sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin
Yönetmelik hükümlerine uygun çalışma yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda
bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların yasa
ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları
giderecek hüküm kurulmalı, çalışmanın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun
yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine
karar verilmeli; dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün
kesinlemiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan devlet ormanı olduğu iddia
edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek,
tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmelidir.
Açıklanan
hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usul ve
yasaya aykırıdır ... )
gerekçesi
ile hükmün bozulmasına karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle yeniden
yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK
GENEL KURULU KARARI
Hukuk
Genel Kurulunca incelenerek
direnme kararının süresinde
temyiz edildiği anlaşıldıktan
ve dosyadaki kağıtlar okunduktan
sonra gereği görüşüldü:
Dava,
kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Davacı
Orman İdaresi vekili, A. ili K. ilçesi D. Köyü sınırları içerisinde 3402 Sayılı
Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan arazi kadastro
çalışmalarının tamamlanıp 09/06/2010 tarihinde askı suretiyle ilan edildiğini,
D. Köyü'nde ilk orman tahdidinin 3116 Sayılı Kanun'a göre 1946 yılında
yapıldığını ve ilan edilerek kesinleştiğini, 6831 Sayılı Kanun'a göre Orman
Kadastrosu ve 1744 sayılı yasa ile değişik 2.madde uygulaması ve aplikasyon
işlemlerinin 7 nolu Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 3 nolu ekip tarafından
yapıldığını, çalışmalar sırasında davalıya ait taşınmazın kesinleşmiş orman
tahdit sınırları içerisine kaldığını, yapılan tespitin usul ve yasaya aykırı
olduğunu belirterek yapılan tespitin iptali ile taşınmazın kesinleşmiş orman
tahdit sınırları içerisinde kalan kısmının orman vasfı ile hazine adına tapuya
kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı,
davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,
çekişmeli taşınmazın 6831 Sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkarılıp Hazine
tarafından davalı yana satıldığı, taşınmazın orman sınırları dışında olduğu,
Orman İdaresi tarafından taşınmazların orman olarak Hazine adına tescilinin
istenilmesinin haksız olduğu; çekişmeli taşınmazda yapılan 3402 sayılı yasanın
22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosunun ilk kadastroya ek bir
işlem olup, ikinci bir kadastro niteliğinde olmadığı, yenileme kadastrosunun
teknik çalışmalarla sınırlı olduğu, mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu
yapılamayacağı, taşınmazların fiili kullanım sonucu ortaya çıkan yeni oluşumun
yeni bir mülkiyet değişikliği niteliğinde olmadığından yenileme paftalarının
nazara alınmadığı, bu nedenle keşif yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine
karar verilmiştir.
Davacı
Orman İdaresi vekilinin temyizi üzerine karar başlık bölümüne metni aynen
alınan gerekçe ile bozulmuş; Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Direnme
kararını temyize davacı Orman İdaresi vekili getirmiştir.
Hukuk
Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava dilekçesinin içerik ve kapsamından,
3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi gereğince yapılan kadastro haritalarının
yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine
itiraza yönelik dava ile birlikte mülkiyet iddiasına yönelik davanın bulunup
bulunmadığı, burada varılacak sonuca göre;
1-
3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi gereğince yapılan kadastro haritalarının
yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine
itiraza ilişkin davada mahkemece eksik inceleme ve araştırma yapılıp
yapılmadığı,
2-
Mülkiyet iddiasına yönelik dava yönünden mahkemece görevsizlik kararı
verilmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Yerel
Mahkemece davanın, 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine dayalı kadastro tespitine itiraza ilişkin
olduğu benimsenmiş; Özel Daire bozma ilamında ise, davanın hem 3402 Sayılı
Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine
dayalı kadastro tespitine itiraza ilişkin olduğu, hem de davacı
orman idaresinin, taşınmazların orman olarak Hazine adına tescilini
istediğinden, mülkiyet iddiasına da dayanıldığı belirtilmiştir.
Davacı
Orman İdaresi tarafından açılan eldeki davanın, 3402 sayılı yasanın 22/2-a
maddesi uyarınca düzenlenen uygulama tutanaklarının askı ilan süresi içerisinde
açıldığı ve tutanakların kesinleşmediği görülmektedir.
Ne
var ki, dava dilekçesi incelendiğinde, davacı İdarenin davasının yenileme
kadastrosuna itiraza mı, yoksa mülkiyet iddiasına mı yönelik olduğu ya da her
iki istemi de içerip içermediği açıkça anlaşılamamaktadır.
Bilindiği
üzere, 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesine dayalı olarak yetersiz kadastro
paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi
işleminin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan
davalarda Kadastro Mahkemesi görevli olmasına rağmen, taşınmazın mülkiyetine
yönelik davalarda genel mahkemeler görevli olup, Kadastro Mahkemesi görevli
değildir.
Hukuk
Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bir kısım üyeler tarafından, kadastro
işlemine karşı askı süresi içerisinde açılan her davanın kadastro tespitine
itiraz niteliğinde olmayacağı, dava dilekçesinin içeriğinden davacı İdarenin
çekişmeye konu taşınmazların orman olarak Hazine adına tescilini istediğinden
açılan davanın mülkiyete yönelik olduğu, bu nedenle Kadastro Mahkemesinin
görevli olmadığı, davaya genel mahkemede bakılması gerektiğinden görevsizlik
kararı verilmesi gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş azınlıkta
kalmıştır.
Dava
dilekçesi içeriğinden istemin hangi konuya ilişkin olduğu açıkça
anlaşılamadığından, Yerel Mahkemece öncelikle davacı Orman İdaresi vekilinden,
davasının sadece 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesi uyarınca tespite itiraz mı;
yoksa sadece mülkiyete ilişkin mi olduğu veya her iki istemi de birlikte içerip
içermediği hususu açıklattırılmalıdır.
Bunun
sonucu olarak şu üç ihtimal karşımıza çıkacaktır:
1-
Dava, sadece 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme
işlemine itiraza ilişkin ise, Özel Daire bozma ilamında değinildiği gibi,
yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Yerel Mahkemece, çekişmeli
parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı,
haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi
vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Yasanın
22/2-a maddesiyle, 26.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan
Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin
Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun
yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren
rapor alınmalı, yapılan çalışmaların yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı
olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek şekilde hüküm kurulmalı,
çalışmanın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman
Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmelidir.
2-
Orman İdaresinin davasının yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olması halinde;
3402 sayılı Kanununun Kadastro
Mahkemesi'nin genel olarak görevini
düzenleyen 25. maddesi; zaman bakımından
görev ve yetkisini düzenleyen 27.maddesi uyarınca, mülkiyete
yönelik davaya bakmaya Kadastro Mahkemesi'nin
görevli olmaması ve davanın
genel mahkemede görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görevsizlik
nedeniyle reddine; Yerel Mahkeme kararında olduğu gibi tutanakların da tapu
kütüğüne aynen aktarılmasına karar verilmelidir.
3-
Davanın hem mülkiyet iddiasına, hem de 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesi
uyarınca yapılan yenileme kadastrosu tespitine itiraza ilişkin olması halinde
ise; yenileme işlemine itiraz istemi yönünden, bozma ilamında ve yukarıda 1
nolu bentte değinilen araştırmalar yapılarak, anılan bentte belirtilen şekilde
karar verilmesi; mülkiyet iddiası yönünden ise 2 nolu bentte değinilen şekilde
karar verilmesi gerekir.
Açıklanan
nedenlerle, Hukuk Genel Kurulunca
da benimsenen Özel Daire bozma
kararına bozma ilamındaki ve yukarda ilave edilen gerekçelerle uyulmak gerekirken, önceki kararda
direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç:
Davacı İdare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel
Daire bozma kararında gösterilen ve yukarda eklenen nedenlerden dolayı 6217
sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen <Geçici madde 3> atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun'un 440.
maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme
yolu açık olmak üzere 23.01.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder