T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas:
2013/19988
Karar: 2014/7420
Karar Tarihi: 09.04.2014
TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI - GABİN
HUKUKSAL NEDENİ - GABİNİN SUBJEKTİF UNSURUNUN GERÇEKLEŞMEDİĞİ - DAVANIN REDDİNE
KARAR VERİLMESİ GEREKİRKEN KABULÜNÜN İSABETSİZ OLUŞU - HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ
ÖZET: Dava, gabin (aşırı yararlanma)
hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Somut
olayda; keşfen yapılan saptamaya göre, bedeller arasındaki aşırı fark nedeni
ile objektif unsurun gerçekleştiği açıktır.
Gabinin (aşırı yararlanma) subjektif unsuruna gelince; her ne kadar
davacı yaşlı ve tecrübesiz oluşundan yararlanıldığını ileri sürmüş ise de taşınmazı
davalıya satmadan kısa bir süre ince 10.000,00 TL bedelle satın almış iki buçuk
ay gibi kısa bir süre sonra 15.000.-TL bedelle satmıştır. Satış sırasında davacının
yalnız olmadığı, yanında kardeşi ve yeğeninin bulunduğu, bunun yanında davalının
sömürme kastı ile hareket ettiği iddiasının da kanıtlanamadığı dolayısı ile
gabinin subjektif unsurunun gerçekleşmediği açıktır.
(6098 S. K. m. 28) (818 S. K. m. 21)
Dava: Taraflar arasında görülen tapu
iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin
olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla
dosya incelendi, Tetkik Hakimi Mehmet Dağlı'nın raporu okundu, açıklamaları
dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Karar: Dava, gabin (aşırı yararlanma)
hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar
verilmiştir.
Çekişme konusu 20 parsel sayılı taşınmazı
davacının 18.11.2008 tarihinde 10.000,00 TL bedelle üçüncü kişiden satın aldığı,
2,5 ay sonra 15.000,00.-TL bedelle davalıya satış suretiyle temlik ettiği ve
taşınmazın akit tarihindeki gerçek değerinin 121.266,73.-TL olduğu sabittir.
Bilindiği üzere, sözleşmenin gabin
(aşırı yararlanma) nedeniyle illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim
arasındaki oransızlığın, taraflardan birinin, diğerinin şahsında mevcut özel
bir durumu bilerek istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerekir. Dar ve
zor durumda kalmaları nedeniyle, sözleşme yapmaya, mallarını çok düşük bedel
ile devretmeye sürüklenmiş kişileri korumak zayıfı güçlüye ezdirmemek için
hukukumuzda da düzenlemeler yapılmış 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun (TBK) 28.
(818 sayılı Borçlar Kanunun (BK) 21) maddesi ile aynen; "Bir sözleşmede
karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar
görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden
yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun
özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek
ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki
oransızlığın giderilmesini isteyebilir.
Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik
veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan
kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu
tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir." hükmü getirilmiştir.
O halde, aşırı yararlanmadan
(gabinden) söz edilebilmesi, objektif
unsur olan edimler arasındaki aşırı oransızlık yanında, bir tarafın darda
kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik (hafiflik) hallerinin bulunması, diğer yanın
ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde iki sübjektif unsurun dahi
gerçekleşmesine bağlıdır. Gabinin varlığı zarar görene (sömürülene), sözleşme
tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı
olmadığını bildirerek iptal davası açıp iddiasını her türlü delille kanıtlama
ve verdiğini geri isteme hakkı ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki
oransızlığın giderilmesini isteme hakkı verir.
Hemen belirtmek gerekir ki gabin
davasında öncelikle edimler arasındaki, aşırı oransızlık üzerinde durulmalı,
objektif unsur ispatlandığı takdirde zarar gördüğünü iddia edenin kişiliği, yaşı,
sağlık durumu, toplumdaki yeri, ekonomik gücü psikolojik yapısı gibi maddi,
manevi yönler yani sübjektif unsur derinliğine araştırılıp incelenmelidir.
Somut olaya gelince; keşfen yapılan
saptamaya göre, bedeller arasındaki aşırı fark nedeni ile objektif unsurun
gerçekleştiği açıktır. Gabinin (aşırı
yararlanma) subjektif unsuruna gelince; her ne kadar davacı yaşlı ve tecrübesiz
oluşundan yararlanıldığını ileri sürmüş ise de taşınmazı davalıya satmadan kısa
bir süre ince 10.000,00 TL bedelle satın almış iki buçuk ay gibi kısa bir süre
sonra 15.000.-TL bedelle satmıştır. Satış sırasında davacının yalnız olmadığı,
yanında kardeşi ve yeğeninin bulunduğu, bunun yanında davalının sömürme kastı
ile hareket ettiği iddiasının da kanıtlanamadığı dolayısı ile gabinin subjektif
unsurunun gerçekleşmediği açıktır.
Hal böyle olunca, davanın reddine
karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar
verilmesi doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları
yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması
ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın
temyiz edene geri verilmesine, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle, karar
verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder