T.C YARGITAY
23.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 6599
Karar: 2015 / 5916
Karar Tarihi: 16.09.2015
ÖZET: Temerrüt faizinin, yasal
faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler
birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların
ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz
oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak
taraflar, uygulanacak faizi oranını, belirlerken, 6098 sayılı TBKnın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan
sınırlamayı dikkate alınmak zorundadır. Hüküm bozulmuştur.(6098 S. K. m.
88, 117, 120) (1163 S. K. m. 42) (818 S. K. m. 101) (6101 S. K. m. 7) (3095 S.
K. m. 2)
Dava ve Karar: Taraflar
arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı
nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde
davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup
düşünüldü.
Davacı vekili müvekkili
kooperatifin alacağını tahsil amacıyla Edremit 2. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1151
E. sayılı dosyasıyla borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlattığını,
borçlunun müvekkile borçlu olmadığı iddiasıyla borca itiraz ettiğini, bu
nedenle takibin durdurulduğunu, davalının müvekkili olan kooperatife aidat
borcu bulunduğunu, kooperatif kayıt ve belgelerinde bu hususun açık olduğunu,
kooperatif genel kurul kararlarında miktar ödeme zamanı ve gecikme durumunda
uygulanacak faizin açıkca belirtildiğini, borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli
yaptığını, haksız itirazın kaldırılmasını ve %20 icra inkâr tazminatına
hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı açılan davaya yetki
itirazında bulunmuş, ayrıca davacı Kooperatifçe talep edilen borcun hiçbir
hukuki dayanağının bulunmadığını, davacı kooperatif yetkililerinin genel gider
adı altında talep etmiş olduğu ödemeleri zamanında yaptığı bu nedenle de borcu
bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia savunma,
bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı kooperatife ait ticari defter
ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde alınan bilirkişi raporuna
göre davalının davacıya 18.728,28 TL borcu olduğu, bu nedenle davanın kabulü
ile alacağın likit alacak olması nedeniyle takibe konu alacak miktarı olan
11.140,48 TL nin %20'si olan 2228,09 TL icra inkâr tazminatın davalıdan
alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın
dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir
isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı
dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava, aidat alacağının tahsili
amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 6098 sayılı
Türk Borçlar Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren yürürlüğe girmiş olup,
Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı
Kanunu'nun 7. maddesinde "Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel
ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76. faize ilişkin 88.,
temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi
görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar
Kanunu'nun 88. maddesindeki "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz
oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte
olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık
faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli
fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin
120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı,
sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat
hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt
faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz
fazlasını aşamaz. Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede
temerrüd faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da birinci
fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdi
faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olay bakımından, kooperatif
genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki
yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan
birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para
borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği
kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını
sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla
doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 42.
maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organdır ve
kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar
verme yetkisi vardır. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi'nin 23/1.
maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme
şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi
dahilindedir.
Genel kurulca, ödeme günü
belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın süresinde
ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına
ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları
bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında
yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca
faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel
kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği
ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu
durumda, 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)nun
101/2. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 117.) maddesi hükmü karşısında, genel
kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde
düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur.
Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken
sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında
kararlaştırılan faiz oranı, TBK' nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi
olmayıp, 120 nci maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile
üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi
uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun' un
2/1. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu,
sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen
yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
Maddenin açık ifadesinden de
anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması
taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde
kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda
alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda
kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak faizi
oranını, belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBKnın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan
sınırlamayı dikkate alınmak zorundadır.
Somut olayda, davaya konu
dönemler için aidat borcu ve faiz oranı kooperatif genel kurul kararlarıyla
belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan
davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı
TBKnın 120/2. maddesinde
düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel
kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu
tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt
Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının
yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Bu durumda, mahkemece, anılan
yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından
değerlendirilerek, işlemiş ve işleyecek temerrüt faizi oranı ve miktarı
bakımından, kooperatif kayıt ve belgeleri incelenmek suretiyle bilirkişiden
denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere
hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) numaralı
bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının
reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz
itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan
harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
16.09.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder