T.C YARGITAY
17.Hukuk Dairesi
Esas: 2013 / 16667
Karar: 2015 / 2821
Karar Tarihi: 16.02.2015
ÖZET: Olayda işleten veya sürücü
tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören
üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu
olacağına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının
reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanması gerekir.(2918 S. K. m.
85) (6098 S. K. m. 51, 52, 53)
Dava ve Karar: Taraflar
arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı
nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı
vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacılar vekili, davalıya trafik
sigortalı, müvekkillerinin desteği H. K.'nın sürücüsü olduğu aracın tek taraflı
kaza yapması sonucu desteğin hayatını kaybettiğini belirterek ıslahla birlikte
davacı eş S. için 91.976,14 TL, çocuk E. için 4.297,69 TL, çocuk K. için
8.883,72 TL, çocuk D. E. için 11.860,90 TL, çocuk H. için 14.839,98 TL
destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans
faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacılar
desteğinin kazanın oluşumunda tamamen kusurlu olduğunu, bu nedenle davacıların
tazminat talep edemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve
benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile davacı S. için 91.716,14
TL, çocuk E. 4.297,69 TL, çocuk K. için 8.883,72 TL, çocuk D. E. için 11.860,90
TL, çocuk H. için 14.839,98 TL olmak üzere toplam 131.598,43 TL tazminatın dava
tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile
davacılara verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz
edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve
belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp,
değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacıların
ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi
sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan
destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara
yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu
olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine; 2918
sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali
Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına
göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketinin,
işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda
işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan
davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta
şirketinin sorumlu olacağına (HGK'nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411
karar, HGK'nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, 16.1.2013 gün ve
2012/17-1491 Esas 2013/74 Karar sayılı sayılı ve ilamları uyarınca) göre,
davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve
yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 6.742,09 TL
kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 16.02.2015 gününde Üye
E.S.Baydar'ın karşı oyu ve oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK.dan
doğan, tehlike sorumluluğu nedeniyle işleten-sürücü vefatı halinde desteğinden
yoksun kalanların tazminat taleplerinde, ölen desteğin müterafik kusurunun
tazminattan indirim sebebi teşkil edip etmeyeceği, desteğin kusurunun araç
ZMSS.ini düzenleyen sigorta şirketini ne şekilde etkileyeceğine ilişkindir.
Konu ile ilgili yasal
düzenlemeler gözden geçirildiğinde;
6098 sayılı TBK.nun 51/1
maddesinde "Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun
gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirleyeceği",
TBK. 52/1 maddesinde "zarar
görenin zararı doğuran fiile razı olması veya zararın doğmasında ya da
artmasında etkili olması veya tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırması
halinde hakim tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği",
TBK 53/3 maddesinde "ölenin
desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpların" ölüm
halinde uğranılan zararlardan bulunduğu,
2918 sayılı KTK 85/1 maddesinde
"Bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına
yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda motorlu aracın bir
teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen
biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün
sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı",
2918 sayılı KTK 85/son maddesinde
" işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya
aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi
sorumlu", olduğu,
2918 sayılı KTK 86/2 maddesinde
" sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu
teşebbüs sahibinin, kazanın oluşumunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu
ispat ederse hakimin durum ve şartlara göre tazminat miktarını
indirebileceği",
2918 sayılı KTK 91/1 maddesinde
"İşletenlerin, bu Kanununun 85. maddesinin 1 fıkrasına göre olan
sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası
yaptırmalarının zorunlu" bulunduğu,
Karayolları Motorlu Araçlar
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının, "Sigortanın
Kapsamı" başlıklı A.1 maddesinde "sigortacının poliçede tanımlanan
motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına
veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı
KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar
temin edeceği..." öngörülmüştür.
Destekten yoksunluk tazminatı,
ölüm nedeniyle ortaya çıkan, miras hukukundan bağımsız, yansıma yolu ile
uğranılan maddi zararın tazmini amacını güden bir taleptir.(Emre Gökyayla S:46
vd)
Kusursuz sorumlulukta tazminat
belirlenirken aksi öngörülmemişse (TBK 49 vd) kusura dayanan sorumluluk
hükümlerinin uygulanacağı doktrinde ve yargısal içtihatlarda benimsenmektedir.
Tazminatta indirime sebep olan TKB 51, 52 madde hükümleri, kusursuz sorumluluk
hallerinde takdir edilecek tazminatlarda da indirim sebebi teşkil edecektir
(K.Oğuzman- T.Öz Borçlar Hukuk Genel Hükümler S:131, F.Eren Borçlar Hukuku
Genel Hükümler S:7, 728, H.Nomer Haksız Fiil Sorumluluğundan maddi tazminatın
belirlenmesi S:77).
Sorumluluğun tehlike esasına
dayanmasında da müterafik kusurun indirime engel teşkil etmeyeceği, zarar
görenin müterafik kusurunun dikkate alınacağı 2918 sayılı Yasanın 86/2
maddesinde de açıkça vurgulanmıştır.
TBK 52. maddesinde öngörülen
müterafik kusur, zarar görenin zararın doğmasına veya artmasına yaptığı katkı
olup mağdur, zarar veren şahsın hal ve mevkiini ağırlaştırdığı için hakim
tazminatı indirmekte veya kaldırmaktadır.
Nitekim, Federal Mahkeme de
sigorta şirketinin, ölen desteğin kazanın oluşumundaki kusur oranında ödemesi
gereken tazminat tutarında indirimi uygulamıştır.
Bu noktada destekten yoksunluk
tazminatının bağımsız hak niteliğinin, müterafik kusur uygulamasına etkisinin
ne olduğu önem kazanmaktadır.
Destekten yoksun kalma
tazminatının, destekten intikal eden bir hak olmaması, destekten yoksun kalma
tazminatına ilişkin bir davada müterafik kusur nedeniyle tazminatın indirilmesi
veya kaldırılmasına engel değildir. Bu açıdan bağımsızlık bulunmamaktadır.
Bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak hukuki
sonuçtan daha farklı bir durum yaratılamaz. Desteğin fiil ve davranışları TBK
51, 52 maddesi gereğince destek görenlerin tazminat talepleri bakımından
gözönünde tutulur (Gökyayla S.46).
Destekten yoksun kalma
tazminatında müterafik kusurun dikkate alınmasında şu ölçütten hareket
edilmelidir. Zarar gören, destek kendisi tazminat talep etme imkanına sahip
olsaydı kusuru sebebiyle tazminatta indirim yapılacak idi ise, destek görenler
lehine takdir edilecek tazminatta da indirim yapılmalıdır. Nasıl ki, desteğin
ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yolu ile destek görenleri
etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin tazminattan indirime sebep olacak
davranışlarının da aynı şekilde destek görenlere yansıtılması kabul edilmelidir
(Gökyayla S 252).
Diğer taraftan, zarar görenin
kusurlu davranışı ile zararın ortaya çıkmasına veya artmasına sebebiyet vermesi
halinde tazminat miktarının indirimine sebep olmasının temelinde dürüstlük
kuralı bulunmaktadır. Bir kimsenin hem uğradığı zarara veya uğradığı zararın
artmasına sebep olması, hem de bunun tamamını bir başkasından istemesi hukuki
açıdan doğru değildir. Kişinin kendi kusurunun sonuçları başkasının sırtına
yüklenemez(Gökyayla S.252 Nomer S.87). Aksinin düşünülmesi, dürüstlükle
bağdaşmayacağı gibi çelişkili davranış yasağına da girmektedir.
Alman Hukukunda BGB 846 hükmü
gereği, tehlike sorumluluğundan doğan bir haksız fiil sonucu yaralanan veya
ölenin desteğinden yoksun kalan 3.kişilerin, tehlike sorumluluğu esaslarına
göre sorumlu olan kişiye karşı yönelttikleri tazminat taleplerinde yaralanan
veya ölenin birlikte kusuru dikkate alınmaktadır.
İsviçre Hukukunda desteğin
kusurunun, destek görenlerin tazminat alacaklarını olumsuz yönde
etkileyebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte, doktrinde tazminat
miktarının belirlenmesinde mağdur-desteğin müterafik kusurunun mutlaka dikkate
alınacağı kabul edilmektedir (Oser, Schönenberger, Das Obligationenrecht. Art
1-183).
İsviçre Fedaral Mahkemesi de,
sigorta şirketinin mevcudiyeti halinde ölen desteğin kusurunun davacı tarafın
tazminat miktarında evleviyetle dikkate alınacağını vurgulayarak sigorta
yoluyla korumanın söz konusu olduğu hallerde sigorta şirketini genel hukuk
normları üzerinde sorumlu tutmanın söz konusu olamayacağını, davalı sigorta
şirketinin ölen desteğin müterafik kusuru oranında tazminat talebinden indirim
isteyebileceğine hükmetmiştir (BGE 113 11 328, Prof. Dr. Saibe Oktay Özdemir -
Hukuki Mütalaa).
Desteğin ölümü nedeniyle meydana
gelen zararın yansıma yolu ile destek görenleri de etkilediği nasıl kabul
ediliyorsa desteğin tazminattan indirime sebep olacak davranışların da aynı
şekilde destek görenlere yansıyacağı (Gökyayla S.252, Tekinay-Akman-
Burcuoğlu-Altop S.650) Türk Hukuk Doktrininde genelde kabul görmektedir.
Konunun ZMSS yönünden
incelenmesinde de, 2918 Sayılı KTK 85/1, 91/1 ve ZMSS Genel Şartlarının A.1
maddesi hükümlerinden de anlaşıldığı üzere sigortacının (ZMSS) sorumluluğuna
gidilebilmesi için;
A- Bir sigorta sözleşmesi
bulunması,
B- Bir zararın gerçekleşmesi,
C- İşletenin 2918 Sayılı KTK 85/1
maddesine göre sorumlu olması gerekmektedir.
Zorunlu trafik sigortasında
sigortacının sigorta sözleşmesinin gereği olarak zarar görene karşı
sorumluluğundan söz edebilmek için işleten, motorlu aracın işletilmesinden
KTK.85/1 maddesine göre (tehlike sorumluluğu) sorumlu olmalıdır. İşletenin
sorumluluğunun bulunmadığı durumda sigortacının sorumluluğu da söz konusu
değildir (Çetin Aşçıoğlu- Trafik Kazasından Doğan Hukuk ve Ceza Sorumlulukları
2008 baskı Sayfa 134).
Sorumluluk sigortası türlerinden
biri olan Karayolları Motorlu Araçlar ZMSS.de sigorta ettiren durumunda olan
işleten ve onun gibilerin, motorlu araçların neden oldukları zararlardan dolayı
kendilerine düşen hukuki sorumluluğu sigortacı belirli limite kadar
karşılamakla yükümlü olup, sigortacının sorumluluğu işletenin hukuki
sorumluluğu ile eş değerdir. Sigortacı ondan fazlasından sorumlu değildir. Zira
bir meblağ sigortası olmayan sorumluluk sigortası sadece olaydan zarar
görenlerin gerçek zararlarını giderme ve zarardan sorumlu olan işleten ve onun
gibilerin mal varlığındaki bu tazminat ödemesi nedeniyle oluşacak eksilmeyi
önleme amacına yönelik bir pasif sigorta türüdür. Oluşan bir trafik kazası
sonucu ölen işleten- sürücünün desteğinden yoksun kalan hak sahiplerinin
sorumluluk sigortacısına karşı yöneltebilecekleri yansıma yolu ile oluşan zarar
işletene karşı ileri sürülebilecek tutardan fazla ve ayrı olması mümkün
değildir.
İşletenin trafik kazası sonucu
ölümü durumunda kusurlu olsa dahi kendisinin desteğinden yoksun kalanlara
tazminat yükümlülüğü doğmayacaktır (Işıl Ulaş, Uygulamalı Zarar Sigortaları
Hukuku 8.baskı sayfa 941).
Sorumluluk sigortalarında
destekten yoksun kalanın sigortacıya karşı doğrudan doğruya bir talep hakkı
bulunmamaktadır. Zira bu tür sigortalarda sigorta ettiren kendi mamelekinde vukua
gelecek muhtemel bir azalmayı teminat altına almaktadır. Burada riziko, sigorta
ettirenin mamelekinde vukua gelecek eksilme ihtimalidir. Zarar gören lehine
şart koşulan kimse durumunda olmadığından 3.şahsın sigortacıya karşı bir talep
hakkı yoktur (Gürsoy-Sigorta Hukuku sayfa 154, Bozer- Sigorta sayfa 255,
Tekinay-sayfa 106, Karayalçın-İşletme Kazaları sayfa 65).
Destekten yoksun kalma tazminatı
taleplerinde ölenin davranışının müterafik kusur teşkil edip etmeyeceği,
destekten yoksun kalanlara desteğin kusurunun yansıyıp yansımayacağı hususunda
Yargıtay uygulamasına gelince;
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi,
desteğin kusuru oranında tazminattan indirim yapılması gerektiği görüşünü
sürdürmektedir (4 HD 2010/110825 E 2012/665 K sayı 23.1.2012 günlü karar).
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2007
yılına kadar bir kısım kararlarında ölüm ile sonuçlanan trafik kazalarında
destekten yoksun kalma tazminatı nedeni ile ZMSS'e başvurulması halinde
tazminat miktarı tesbit edilirken zarar görenin müterafik kusuru oranında indirim
yapılması gerektiği içtihat edilmişken bu tarihten sonraki bir kısım kararlarda
davacıların 3.kişi olmaları nedeniyle miras hukukundan bağımsız olan destekten
yoksun kalma tazminatı istemlerinde desteğin kusurunun tazminattan indirim
neden olmaması ilkesi benimsenmiş, daha sonra 2008 ve 2009 yılında verilen
kararlarda yine destekten yoksun kalma tazminatlarında mülga BK 44/1 maddesinin
uygulanması gereğine değinilmiş, Dairenin bu yöndeki uygulaması iş bölümü
nedeni ile bu nitelikteki davalarda görevinin sona erdiği 2009 yılına kadar
devam etmiştir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi de
ZMSS.nin taraf olduğu destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davalarda iş
bölümü nedeniyle görevlendirildiği 2008 yılından itibaren Yargıtay Hukuk Genel
Kurulunun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas 411 Karar sayı ve 22.2.2012 gün
2011/17-787 Esas 2012/92 Karar sayılı kararlarına kadar destekten yoksun kalma
tazminatlarında mülga BK 44/1 maddesi hükümlerini uygulayarak Yargıtay 11 Hukuk
Dairesinin bu yöndeki son uygulamasını sürdürmüş, daha sonra HGK kararları
doğrultusunda desteğin kusurunun tazminattan indirim nedeni olamayacağı yönünde
kararlar vermiş olup Dairece halen uygulama bu yönde devam ettirilmektedir.
Hukuk Genel Kurulunun yukarıda
tarih ve sayıları belirtilen kararlarında ve daha sonraki bir kısım
kararlarında trafik kazasında tam veya kısmı kusurlu sürücünün desteğinden
yoksun kalanların ZMSS.den müterafik kusur indirimi yapılmaksızın destekten
yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri yönündedir.
Somut uyuşmazlığa dönüldüğünde;
Davalıya ZMSS poliçesi ile
sigortalı aracın işleteni ve aynı zamanda sürücüsünün araçla geçirdiği ve 8/8
oranında kusurlu bulunduğu trafik kazası sonucu vefatı üzerine desteğinden
yoksun kaldıklarını iddia eden davacılar tarafından davalı ZMSS aleyhine
destekten yoksun kalma tazminatı davası açılmış,
Davalı davanın reddi savunmuş,
Yargılama sonucunda mahkemece
davanın kabulüne karar verilmiş,
Kararın davalı vekilince temyizi
üzerine sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda yazılı gerekçe ile yerel mahkeme
kararı onanmıştır.
Sayın çoğunluğun onama
gerekçesine katılamıyorum.
Tehlike sorumluluğunda tazminatın
tayini kusur sorumluluğundaki kurallara bağlı bulunduğundan TBK 52/1 maddesinde
öngörülen desteğin müterafik kusuru tazminatın tayininde dikkate alınmalıdır.
Destekten yoksun kalma
tazminatının miras hukukundan ayrı, bağımsız bir hak olması, desteğin müterafik
kusurunun ileri sürülmesine engel değildir. Desteğin kendisinin talep etmesi
halinde nasıl müterafik kusur tazminattan indirimi gerektiriyorsa, yansıma
yoluyla zarara uğrayan davacılar yönünden de aynı şekilde desteğin kusurunun
kendilerine yansıması, bu nedenle sigorta şirketine karşı ileri sürülen
tazminattan müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmasını gerektirir.
Sigorta ettiren ve sürücünün
kusuru nedeniyle işleten ve sürücüsü olduğu araçta vefat eden desteğin TBK 52/1
maddesi gereğince yansıyan kusur nedeniyle işletenin desteğinden yoksun kalan
davacılar 2918 sayılı yasanın 91/ilk maddesi gereğince işletenin hukuki
sorumluluğunu üstlenen davalı ZMSS'den tazminat talep edemeyeceklerdir.
Aksi düşüncenin kabulü hukuk
düzeni içinde kendi ölümünden sorumlu olmayan desteğin, destek olduğu kişilere
karşı sorumluluğunun devam ettirilmesi anlamına gelmektedir ki bu durumda
destek görenlerin ölenin mirasçılarına karşı bu talep hakkını yöneltmelerine
imkan vermek gibi kabul edilemez bir durum ortaya çıkmaktadır. (Prof. Dr. Saibe
Oktay Özdemir- Hukuki Müteala)
Diğer taraftan amacı, kaynakları
ve giderleri 5684 sayılı Sigortacılık Kanununda belirlenen, bu yasa kapsamında
faaliyet gösteren bir özel hukuk tüzel kişisi olan davalı sigorta şirketini
Sosyal Güvenlik Kurumu gibi görmek, kamu kurumu niteliği tanımak da sigorta
hukuku ilkelerine aykırıdır.
Açıklanan yasal düzenlemeler,
bilimsel görüşler ve yargı kararları karşısında davalı sigorta şirketinin
temyiz isteminin kabulü ile dava red edilmek üzere yerel mahkeme kararının
bozulmasına karar verilmesi gerekirken onanmasına ilişkin sayın çoğunluk
görüşüne karşıyım. (¤¤)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder